3 Mayıs 2012 Perşembe

KISACA TEL KIRMA

17. yüzyıldan günümüze ulaşan bir el sanatı olan telkırma, o dönem kadınlarının başörtüleri uçuşmasın diye buldukları bir yöntem aslında. Başörtülerinin kenarlarına yaptıktan motifleri, ellerinde bulunan tellerle işleyerek kumaşa ağırlık kazandırmışlar. Yapılan işleme esnasında tel, doğası gereği, her adımda kıvrılıp hiçbir kesici âlet kullanılmadan kendi kendine kırdırıldığı için adı da "telkırma" olarak yerleşmiş.
Gümüş, bakır, altın tellerle yüzyıllardır göz nuru ile işlenen motifler; genç kız çeyizlerinin vazgeçilmezlerinden olmuştur.
Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarımızdan olan telkırma, 20. yüzyıl sonlarına doğru ise yeniden hayat bulmaya başlamış ve günlük yaşamımıza girmiştir.Tel kırarken marifetli eller, biz de saralım der diğer yürekler; böylece tarihe geçerler
Yüzyıllar öteden gelen bu el sanatımız telkırma ve telsarma, bugünkü hayat şartlarında mesleğimiz, "İğnedeki Ekmeğimiz" oluyor.
Zamanın ne getireceğini bilemeyiz.

Hiç yorum yok: